Şehir hayatı hastalık çeşitliliğini ve riskini artırıyor
Günümüzde dünya nüfusunun yüzde 50’si kentlerde yaşıyor ve bu oran giderek artıyor. Kentlerde yaşayanlar, fabrika atıkları egzoz gazı üzere çevresel ziyanlı unsurlara maruz kalıyor. Şiddet, yaralanma ve trafik kazaları kent hayatında maruz kalınan riskler ortasında. Paketlenmiş sanayi besinleri ile sıhhatsiz beslenme, trafikte araçlarda ve toplu taşımada geçen hareketsiz ömür. Tüm bu risk faktörleri birçok hastalığa yer hazırlıyor. Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Yunus Taşçı ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Mehmet Karabay kent hayatı ile artan hastalıklara dikkat çekti.
”Şehir hayatı obeziteye neden oluyor”
Op. Dr. Yunus Taşçı, ”Şehirleşme ile birlikte oturduğumuz yerlerden uzak noktalara işe gitmek zorunda kalıyoruz, kendi araçlarımızı yahut toplu taşıma araçlarını kullanıyor ve daha uzun saatler çalışıyoruz, daha uzun süreyi trafikte kaybediyoruz. Yürümüyoruz, koşmuyoruz, bisiklete binemiyoruz, spor yapamıyoruz. Sağlıklı ve taze besinlere ulaşamıyoruz, paketlenmiş hazır besinlere yöneliyoruz. Sonuçta daha kilolu, hatta obez oluyoruz. Kent hayatının yarattığı en büyük sıhhat sorunlarından birisi de obezite ve obezitenin yol açtığı hastalıklar” dedi.
”Şehirlerde yaşayan nüfusta akciğer, göğüs ve kolon kanseri daha sık görülüyor”
Şehir hayatında maruz kalınan zehirli hususlar kansere de yol açtığını belirten Op. Dr. Taşçı, ”Şehirlerde yaşayan nüfusta akciğer, göğüs ve kolon kanseri daha sık görülüyor. Hava kirliliği, sigara dumanına maruz kalma akciğer kanserine taban hazırlıyor. Kent hayatında uzun müddet eğitim ve iş hayatı nedeni ile 20-30’lu yaşlar yerine 30-40’lı yaşlarda hamile kalan bayanlar göğüs kanseri açısında risk taşıyor. Birinci hamilelik ve emzirme yaşının düşük olması göğüs kanserinde esirgeyici bir faktör.Sağlıksız beslenme, yüksek kalorili posasız besinler ve obezite de kalın bağırsak kanserine yol açıyor. Kent hayatı kansere taban hazırlıyor” formunda konuştu.
Enfeksiyöz hastalıklar hala global sıhhat üzerinde büyük bir tesire sahip olduğunu ve kentleşmenin artık bu hastalıkların özelliklerini değiştirdiği tabir eden Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Mehmet Karabay, yeni mega kentlerin yeni salgınlar için kuluçka makineleri olabildiğini, zoonotik hastalıklar daha süratli yayılabildiğini ve dünya çapında tehdit oluşturabileceğini söyledi.
Yeterli kent planlamasının ve nezaretinin, global sıhhati uygunlaştırmak ve bulaşıcı hastalıkların yükünü azaltmak için güçlü araçlar olabileceğini vurgulayan Uzm. Dr. Karabay, ”Şehirlerde alt yapı yetersizliği, çarpık kentleşme, hijyenik şartların berbat olması paklık konusunda insanların eğitimsiz olması,kalabalık aile fertlerinin bir ortada yaşaması vb. nedenler infeksiyona taban oluşturmaktadır. Bunlara ilaveten kâfi su ve besin bulamama hasebiyle istikrarlı ve kâfi beslenememe, açlık, hava kirliliği, sanayi ve kimyasal zehirlere maruziyet, gürültü ruhsal çöküntüler, yalnızlaşma vb. nedenler bağışıklık sisteminin zayıflamasına ve infeksiyonların artması lehine işlemektedir. İşsizlik, ekonomik meseleler ve eğitim yetersizliği sonucu uyuşturucu ilaç kullanımı ve cinsel davranış biçimlerinin değişmesi ile birlikte cinsel yolla bulaşan hastalıklar açısından risk oluşabilmektedir” diye konuştu.
