Meme muayenesi hastanın belden üstü çıplak olarak yapılır. Başörtü yahut fuların çıkartılıp boyun kısmının açık kalması da değerlidir. Uzunluğunda bulunan lenf düğümleri ya da birçok hastamda fark ettiğim üzere guatr saptanması bu biçimde mümkün olmaktadır.
Hasta evvel dik bir halde karşıdan görülecek formda oturtulur. Asimetri, deride değişiklik, göğüs başında farklılık ve besbelli tümsekler açısından gözle kıymetlendirilir. Akabinde kollar her 2 yana ve üst kaldırılır, sonra da bele konup içeri hakikat bastırılır. Bu biçimde göğsün göğüs duvarına yapıştığı kas kümesi hareket ettirilir. Gaye memeyi göğüs duvarına sabitleyen Cooper bağlarını gerdirip muhtemel bir tümörün yarattığı kısalmayı deride olan çökmelerle değerlendirebilmektir.
Sonra yeniden oturur durumda hekim parmak uçları ile boyun, köprücük kemiği dolayını ve koltuk altını muayene eder. Bu biçimde muhtemel lenf düğümleri ve kitleleri saptamaya çalışır. Akabinde hasta sırtüstü uzanır ve her 2 göğüs başka farklı el ile kıymetlendirilir. Muayene edilecek göğsün altına küçük bir yastık ya da havlu koymak göğüs başının tam ortaya gelmesini ve göğüs dokusunun eşit formda yayılmasını sağlar. Yastık konmayan durumda göğüs ister istemez yerçekimi ile yana hakikat sarkar/açılır ve homojen formda pahalandırmak güçleşir. Her hekimin kendine nazaran bir prosedürü olsa da (dairesel hareketler, yatay hareketler ya da dikey hareketler) temel amaç parmak uçları ile göğüs başı da dahil olarak tüm göğsün fazla bastırılmadan değerlendirilmesidir. Bu muayene başka göğüs içinde yapılır. Olağandışı her bulgu kaydedilir.
Kadının kendisini muayene etmesi de birebir biçimde olmalıdır. Dikkat edilecek değerli bir nokta göğsün çok sıkılmaması ve fazla bastırmamaktır. Bunlar yapılırsa sıkışan fibrokistik değişiklikler ya da bilhassa az hacimli göğüslerde alttaki kaburga kemiği kitle üzere algılanabilir.
