Çevremizde birçok kişinin derdi olan Hemoroid hastalığının ülkemizdeki durumunu özetler misiniz? Türkiye’ye dair gözlemleriniz nelerdir?
Hemoroid hastalığı hakkında ülkemizde yapılmış bir istatistik maalesef yok. Aslında önce hemoroid bir hastalık mıdır değil midir sorusunun cevabını vermek gerekir. Hemoroidi basitçe bir şişe modeli üzerinden anlatabiliriz. Şişeyi ters çevirdiğinizi ve şişenin ağzını anüs olarak düşünelim. Ama şişenin bir boynu vardır, yukarıya doğru 3-5 cm arasıdır. Sonrasında şişe genişler. Bu boyun kısmına anal kanal denir. Vücudumuzda da durum böyledir. Bir anüsten girdikten sonra büzücü kaslarımızın sıktığı dar bir kanal şeklindedir. Kadınlarda 2-3 cm, erkeklerde 3-4 cm yüksekliğindedir. Sonrasında genişler, kalın bağırsağın son kısmı denilen rektuma doğru ilerler. Bu anal kanal içerisinde özellikle anüse yakın alt kısmında bir takım damarsal yapılar vardır. Bunlar hemoroid damarlarıdır. Bunlar normal şartlar altında herkeste vardır. Bu damarlar ne zaman ki şişer, deforme olur, kabarır ya da dışarıya sarkmalar yapar; o zaman hemoroid hastalığından bahsetmek mümkün olur. Bu yüzden toplumsal bir veri yahastalığın nüksetme oranının klasik ameliyata göre daha yüksek olduğunu gördük.
Klasik ameliyatta ise memeler tamamen en tepe noktasından yani damarların geldiğinden hem de uzantısı olan şişmiş meme kesilerek alınır. Alınan yerdeki açıklık dikilerek kapatılır veya kendi haline kapanması için açık bırakılır. Bu tip bir ameliyat kesin bir çözümdür. Aynı hemoroid damarından hastalığın nüksetmesi mümkün değildir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.