Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türk Tabipleri Birliği Yönetiminin görevden alınmasına ilişkin, “TTB Başkanı bir iddiada bulunmuştu. Başkanın iddiası kabul edilebilir bir iddia değildi. Türk Silahlı Kuvvetlerinin böyle bir şey yapması mümkün değildir. Bu konuşma yargının konusu oldu. Soruşturma başlatılmıştı. Süreç devam ediyor” dedi
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul’da Yargı Reformu Stratejisi ve İnsan Hakları Eylem Planı Toplantısı’na katıldı.
Tunç toplantı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı, Türk Tabipler Birliği Başkanının görevden alınması konusunda açıklama yaptı.
31’inci Asliye Hukuk Mahkemesi’nin Türk Tabipler Birliği Başkanı’nın görevine son verilmesi konusunda ki soruyu, yargısal bir süreç olarak değerlendiren Bakan Tunç, “Türk Tabipler Birliği Başkanının, Türk askerinin terörle mücadele sırasında kimyasal silah kullandığına ilişkin bir iddiada bulunmuştu ve bu gerçekten kabul edilebilir bir iddia değildi. Türk ordusu böyle bir şey yapması mümkün değil. Dolayısıyla terörle mücadeleyi zaafa uğratmak ve Türkiye’yi dünyaya farklı şekilde anlatmanın bir parçasıydı bu konuşma ve bu konuşma yargının konusu oldu, soruşturma başlatılmıştı ve dava açılmıştı Türk Tabipler Birliği Başkanı hakkında ve ceza almıştı. O süreç devam ediyor.
Tabii o süreç devam ederken Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da Türk Tabipler Birliği kanunu var, 60 bin 23 sayılı kanun. O kanunda özellikle kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının uymak zorunda olduğu bazı hususlar var. Bunlar kendi kanunlarında da belirlenmiştir. Asıl amaçları kendi meslek mensuplarının üyelerinin haklarıyla ilgili çalışmalar yapmak. Ancak burada kendi kanunlarına aykırı 60 bin 23 sayılı kanunun ek ikinci maddesine aykırı bir tutum nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımız bir davaname hazırladı. Ankara 31’inci Asli Hukuk Mahkemesine başvuruldu. Ankara 31’inci Asli Hukuk Mahkemesi de karar verdi.
Türk Tabipler Birliği yöneticilerinin görevden alınması ve yerlerine yine Türk Tabipler Birliği delegeleri arasından bir yönetimin belirlenmesi hususunda bir karar verdi. Bu karar yargısal bir karar. Bunun istinaf süreci de mümkün. Dolayısıyla yargının vermiş olduğu bir karar söz konusu. Hep beraber sonraki süreçleri de takip edeceğiz” dedi.