Yediğimiz besinler yemek borusundan mideye gelir. Yani mide, yukarında yemek borusuyla irtibatlıdır. Çeşitli sebeplerden ötürü mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasına reflü denir. Bu durum uzun mühlet devam ederse, asitli olan mide içeriği yemek borusunu tahriş eder. Yemek borusu kendini mide asidinden koruyamaz hale gelir.
Reflülü şahıslarda, genelde yemekten sonra ağza acı su ve besin gelebilir. Reflünün oluşmasında bir başka faktör mideyle yemek borusu ortasındaki kapağın vazifesini yerine getirememesi sonucu ortaya çıkar. Bu kapak, mide içeriğinin yemek borusuna geçişini engellemektedir.
Tüm dünyada sık görülen bir hastalık olan reflü, ülkemizde de bir epey fazla görülmektedir. Yapılan araştırmaya nazaran her 5 yetişkinden birinde reflü vardır. A.B.D’ de bu oran yüzde 0.5′tir.
REFLÜNÜN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Reflü görülen şahıslarda şu belirtilerden kimileri vardır:
Mide yanması en çok şikayet edilen rahatsızlıktır.
Mide içeriğinin üst çıktığını hissetmek,
Göğüs bölgesinde yanma,
Ağza acı suyun gelmesi,
Kalp çarpıntısı,
Rahatsız edici mide şişkinliği, öksürme,
Kimi durumlarda boğazda bir kaç belirti ile kendini gösterebilir;
Boğazda bir şey varmış üzere hissetme ve boğazı temizleme hissi,
Yutkunurken zorlanma,
Öksürük,
Boğaz ağrısı,
Gerilim reflüyü arttırmaz. Lakin reflünün şikayetlerinin hissedilmesine neden olur. Zati gerilim, gastrit ve ülser üzere mide hastalıklarına yol açacağından ve mide asidini arttıracağından şikayetlerin artmasına yol açar.
Reflü, ağız kokusuna yol açabilir. Lakin yalnızca reflü değil, dişlerde meydana gelen bir enfeksiyon, bademcik iltihabı, sinüzit, salyanın azalması da ağız kokusuna yol açar. Bunları reflüden ayırmak gerekir. Kimi durumlarda hasta ağzının makûs koktuğunu söyler; ancak bu öteki şahıslar tarafından farkedilmeyebilir. Bu, ruhsal bir sorundur ve tedavi edilir.
REFLÜ TANISI
Reflünün teşhisinde çok kullanılan sistemlerden biri endoskopidir. Her hastaya uygulanır. Bu metotla mide kapağının durumu, yemek borusunun hasarı ve başka mide yüzeyindeki rahatsızlıklar saptanır.
Teşhiste kullanılan bir öbür yolda, ilaçlı bir sinemayla yemek borusundan, ilacın geçişi izlenir ve rastgele bir sorun varsa tedavi edilir. Öteki prosedürlerle de yemek borusundaki reflü, ph metriyle, yemek borusunun besini itme gücü ise manometri ile ölçülür.
REFLÜ TEDAVİSİ
Hastaların alacağı kimi tedbirler, beslenme konusuna dikkat etmek ve ilaç tedavisi hastalığın denetim altına alınmasını sağlar. Reflü tedavisinde bir kaç seçenek vardır. Hastalığın ne kadar ilerlediği belirlendikten sonra buna en uygun tedavi hekiminiz tarafından belirlenir.
Tedavi seçeneklerinden birisi ilaç tedavisidir. Bunun için mide asidini denetim altına alacak ya da salgısını azaltacak ilaçlar kullanılır. Böylelikle yemek borusuna kaçan asit ölçüsü azaltılır. Bir çok reflü hastasında olumlu sonuçlar alınır. Lakin ilacın bırakılmasıyla belirtiler, şikayetler tekrar ortaya çıkmaya başlar. Zira bu ilaç tedavisiyle mide kapağındaki sorun ortadan kaldırılamaz. Bu tedaviyle yemek borusunun tahrişi en aza indirilir lakin safra sıvısı asidik olmadığından yemek borusuna tekrar kaçar ve ziyan verir.
Diğer bir tedavi formu ise cerrahi tedavidir. Alınan tedbirler ve ilaçlarla hastalık denetim altına alınamıyorsa anti-reflü cerrahisi uygulanmaktadır. Ameliyatla büyük oranda muvaffakiyet sağlanır ve reflü şikayeti büsbütün ortadan kaldırılır. Bu ameliyatta, mide kapağındaki bozukluk düzeltildiği için mide sıvısının, yemek borusuna geçmesi engellenmiş olur. Tercih edilmesi daha hakikat bir tedavi halidir. İlaç kullanımına gerek yoktur. Hayat boyunca ilaç kullanmak istemiyorsanız, hastalıktan büsbütün kurtulmak için ameliyat kafidir.