Basur; makat içi ve etrafında bulunan damar yastıklarında şişme, genişleme ve sarkması sonucu meydana gelen doku fazlalığıdır. Makatın içinde ve dışında olmak üzere iki yerde gelişir.
Dış basur pıhtı yapmazsa tedavi gerektirmez.
İç basurlarda doku fazlalığı; büyüklük, sarkma ve genişleme durumlarına nazaran 4 evreye ayrılırlar.
Evre iç basur lakin muayene ile anlaşılabilen doku fazlalıklarıdır; Kanama, kaşıntı ve rahatsızlık hissine neden olabilir.
Evre iç basurlar tuvalet esnasında makatın dışına sarkan ve zaten içeri giren doku fazlalığıdır; kanama, ağrı, kaşıntı ve rahatsızlık hissine ek olarak ele gelebilir.
Evre iç basur tuvalet esnasında makatın dışına sarkan, ama tuvalet sonrası zaten içeri girmeyen, elle ittirilmesi gereken doku fazlalığıdır; kanama, kaşıntı, rahatsızlık hissi, ağrı, akıntı yapabilir, elle makatın içine itilebilir.
Evre iç basur daima makatın dışında bulunan doku fazlalığıdır, elle dahi içeri itilemez; kanama, kaşıntı, ağrı, rahatsızlık hissi ve akıntı yapar.
Ülkemizde tıp eğitiminde basurların ameliyatla tedavisi öğretilmektedir, bu nedenle Türkiye’de yetişen cerrahların ameliyatsız basur tedavisi sistemlerini kendileri öğrenmesi gerekmektedirler.
Ameliyatla ya da ameliyatsız basur tedavilerinde maksat burada oluşan doku fazlalıklarının çıkarılması yahut çürütülüp dökülmesinin sağlanmasıdır.
Ameliyatsız basur tedavi prosedürleri; iç basurlarda 1-2-3. Evreler için uygulanır, 4. Evre iç basurlarda ameliyat acısını azaltmada yardımcı tedavi olarak kullanılabilir.
Ameliyatsız basur tedavileri:
Lastik bantla boğdurma
Kurutucu uygulaması
Basur kökünün iple bağlanması
Işıkla yakma
Koterle yakma
Elektrik uygulaması tedavileridir.
Bu tedaviler doku fazlalıklarının çürüyerek dökülmesini sağlamaktır.
1-2-3. evre basur tedavisinde itimatla kullanılabilirler. Ağrı ya hiç olmaz ya da çok az olur, hastada dolgunluk hissi olabilir, sıcak su banyosu dolgunluk hissine düzgün gelir.
Basurla bir arada makat sıkılığı varsa, kasları gevşetmede kullanılan botox yararlı olabilir.
Türkiye’de Devlet ve üniversite hastanelerinde yalnızca cerrahi ameliyatlı tedavi uygulandığından bu süreçte çok ağrılı olduğu için, hastalar basur tedavisinden korkmakta ve tedavilerini ertelemektedirler. Ameliyatsız tekniklerin yaygınlaşması hastaların erken evrede (1-2) tedavi olmalarını ve ağrı duymadan iyileşmelerini sağlayacaktır.
