Farkındalık olmadan devam eden zihinsel aktivitelerin bütününü bilinçaltı olarak açıklayabiliriz. Biz farkında olmadan, bilincimiz haricinde çalışan ve beş duyu organımızla algıladığımız her şeyi kaydeden, beynimizin bir parçasıdır bilinçaltı. Bir hard disk görevi görür. Freud’un Togografik Kuramında yer olan buzdağının görünmeyen kısmıdır. Gerekli veya gereksiz olduğuna önem vermeden her şeyi kaydeder. Bilinçaltı kişinin hayatını yönlendirdiği gibi kişiliğini ve karakterini belirlemede etkin rol oynar.
Bilinçaltı vücutta sinir sistemi ile beraber çalışır. Bu sebeple oldukça hızlı hareket eder. Bireylerin yaşadığı tüm duygu durum değişiklikleri; sevinç, heyecan, korku, sinir, üzüntü vb. duygular düşünülmeden gerçekleşen her eylem bilinçaltına kaydolur. Örneğin, bisiklet sürmek, araba kullanmak, yürümek gibi eylemler hepsi bilinçaltına kaydolmuş düşünülmeden gerçekleşen eylemlerdendir.
Bilinçaltının nasıl çalıştığı konusu oldukça karmaşıktır ve henüz tam olarak nasıl çalıştığı anlaşılamamıştır. Ancak bilinçaltı hakkında araştırılan birtakım çalışmalar bilinçaltına dair bize bazı bilgiler sağlamıştır. Bu çalışmalara şu örnekleri verebiliriz: Zihnin farkında olmadığı birçok işlem bilinçaltı tarafından otomatik olarak gerçekleşir. Bu işleme otomatik işleme deriz. Araba kullanırken vites değiştirmeyi buna örnek verebiliriz. Duygusal işleme ise, duygusal deneyimleri bilinçaltında depolar. Örneğin, geçmişte yaşanmış bir olay gelecekte yaşanacak benzer bir olayı tetikleyebilir. Rüyalar, yaratıcı düşünceler ve sanat eserleri bilinçaltının hayal gücü ve yaratıcılığı ile ilgilidir. İnançlar ve tutumların oluşumu da bilinçaltında önemli yer ifade eder. Çocuklukta edinilen deneyimler, toplum, kültür ve aile bilinçaltında izler bırakabilir ve davranışı dolaylı şekilde etkileyebilir.
Her birey kendi kişisel düşüncesine ve duygusal yapısına bağlı olarak davranışı, olayı ve durumu farklı olarak anlamlandırabilir. Anlama edimi, elde edilen yeni bilgiyle birlikte zihinsel olarak dikkat, algılama ve kodlama süreçlerinden oluşan karmaşık ve öznel bir sorgulama faaliyetidir. Etkin anlama ile birey, öğrendiği eski bilgilerle yeni bilgileri yeniden yapılandırır ve bütünleştirir. Şemalar, her türlü durum ve kavram hakkında önceden edinilmiş hazır bilgileri içerir. Geçmişte deneyimlenmiş olaylar, yeni olaylar için bir ön bilgi niteliği taşır ve kendini şema olarak gösterir. Şemalar, bilişsel dünyamızın birer yapı taşı olup, bilgi işleme sürecinde yeni bilgilerin yorumlanmasına, zihinde bulunan bilgilerin geri getirilip hatırlanmasına, kaynakların doğru kullanılmasına ve amaçların belirlenmesine en iyi şekilde rehberlik eder.
Olayları yorumlama tarzımız çocukluktan bu yana edindiğimiz deneyimlerle şekillenmeye başlar ve zamanla çevremizde olup biteni anlamlandırdığımız düşünce şemalarına dönüşür. Eğer bu düşünce şemaları ağırlıklı olarak olumsuz düşünceler içerirse yaşamdan alınan doyum azalabilir ve ilişkileri olumsuz etkileyebilir. Bu durum kişide öfke, kaygı, korku gibi zorlayıcı duyguları tetikleyebilir. Kişilerin sahip olduğu birkaç düşünce şemalarına göz atalım.
Dayanıksızlık Şeması
Bu şemaya sahip kişiler, başlarına her an kötü bir şey geleceğine dair abartılı bir inanca sahip olurlar. Ayrıca bu durumla baş edemeyeceklerine dair derin bir inanca da sahiptirler. Bu şemada beklenmedik bir anda kendilerine bir şey olacağı ve olayın onların kontrolleri dışında gerçekleşeceği kaygısı en temel korkudur.
Kusurluluk Şeması
Kişi, nedenini anlamadığı bir şekilde kendisini kötü, kusurlu, istenmeyen, aşağılanmış ve yetersiz hisseder. Bu şemaya sahip kişiler, dışlanmaya, eleştirilmeye ve suçlanmaya karşı aşırı duyarlıdırlar. Bu kişiler sosyal ortamlarda aşırı utangaç ve güvensiz hissedeler.
Şüphecilik Şeması
Bu şemaya sahip kişi, diğer insanların kendisini kötüye kullanacağını düşünür. Başkalarının sürekli olarak can yakacağını, kötüye kullanacağını, küçük düşüreceğini, aldatacağını, yalan söyleyeceğini ve hile yapıp istismar edeceğini düşünür.
Haklılık/Görkemlilik Şeması
Bu şemaya sahip kişiler, insanlara göre daha üstün olduklarına inanırlar. Diğer insanlar ile empati yapamazlar. Kendi çıkarları doğrultusunda hareket eden bu kişiler, başkalarıyla rekabete girebilir ve başkalarına baskı uygulayabilirler.
Karamsarlık Şeması
Bu şemaya sahip bireyler, hayatın olumlu yanlarından ziyade olumsuz yanları üzerine yoğunlaşırlar ve her şeyin kötüye gideceğini düşünürler. Sürekli olarak karamsar bir yapıda olan bu bireyler, olaylara karşı daha kadercidirler ve olumsuzlukları çabuk kabullenebilirler.
Terk Edilme Şeması
Bu şemaya sahip kişi, terk edileceğine ve yarı yolda bırakılacağına inanır. Ayrıca ilişkilerinde rahat davranamaz ve ufak bir işareti bile terk edileceğine dair bir işaret olarak algılayabilirler.
Yukarıda basit hali ile zihinsel şemalarımızı gördük. Elbette tüm bunlar çok daha karmaşık ve kompleks süreçler olabilir. Şemalar gelişebilir ve değişebilir bir süreçtir. Yeter ki farkında olalım ve gereken yerde destek alabilelim.
Uzm. Klinik Psk. Damla KANKAYA SÜNTEROĞLU
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.