DEHB ve Travma

Çocuklarda DEHB tanısında ebeveyn, öğretmen ve klinisyen gözlemi oldukça önemlidir.

•Dikkatsizlik, hiperaktivite, dürtüsellik ve zamanlama DEHB belirliyicilerindendir.

DİKKAT

Dikkat; odaklanma, konsantrasyon ve bilincin özüdür. İyi bir dikkat iyi bir filtreleme sistemidir. Kişinin ortamda verilen görev uyaranı bulma, değerlendirme ve doğru şekilde yanıt verme becerisini gösterir. Görev, iş, sınav için ayrılan sürede, doğru cevap vermektir. Zamanlama becerisi bozuk olan bireyler, kendilerine verilen görevi yerine getirebilirler fakat zamanlama açısından kendilerine ayrılan sürede yerine getiremezler.

ZAMANLAMA

Görev, iş, sınav için ayrılan sürede, doğru cevap vermektir. Zamanlama becerisi bozuk olan bireyler, kendilerine verilen görevi yerine getirebilirler fakat zamanlama açısından kendilerine ayrılan sürede yerine getiremezler.

İstekleri erteleyememe,

Aceleci davranma

DÜRTÜSELLİK

Sorulan sorulara çok hızlı cevap verme,

Başkalarının sözlerini kesme,

Sırasını beklemekte güçlük çekme gibi belirtiler dürtüsellik ihtimalini düşündürür.  

Hiperaktivite motor cevabın düzenlenmesindeki zorluğu ifade eder. Yani birey gereksiz eylemlerden kaçınma konusunda zorluk çekerler (devamlı hareket ve konuşma gibi). Hiperaktif bireyler bu  davranışların sonuçları hakkında farkındalığı olsa da, önlemekte güçlük çekerler.  

HİPERAKTİVİTE 

2008 yılında Türkiye’de yapılan bir çalışmada DEHB tanısı olan bir grup kişinin çocukluk  dönemindeki travma, istismara maruz kaldığı ve bilinç kaybı yaşanmış olduğu; bununla birlikte akademik başarılarının diğer gruba göre daha düşük ve aile bireylerinde psikiyatrik bulguların oranı yüksek olarak kaydedilmiştir (Doğan, Öncü, Varol-Saraçoğlu, & Küçükgöncü, 2008). Bu bilgiler  ışığında DEHB tanısı ile sorgulanması gereken birkaç nokta olduğu söylenebilir. Dikkat eksikliğine, dürtüselliğe, zamanlamaya ve hiperaktiviteye sebep olan nedenler nelerdir? Altta yatan sebeplerin  çözümlenebilmesi ile DEHB belirtilerinin gözle görünür bir şekilde ortan kalkacağı bilinmektedir.  

Her birey travmayı kendine özgü bir biçimde yorumlar. Bir başkasının yaşadığı onda bir etki  yaratmazken diğer bir kişinin aynı durumu yaşayacak olması farklı şekillerde yorumlanıp  adlandırılabilir. Bu noktada kişinin savunma mekanizmaları ve psikolojik esnekliği devreye girer.  

Travma sonrası strese karşı verdiğimiz tepkilerden biri donmadır. Sinir sistemimiz kaldıramayacağı  bir yüke denk geldiğinde donabilir. Kişi varolan enerjisini ortaya çıkaramaz, performansını  gösteremez; beyin kendini korur fakat bazı bozulmalar meydana gelebilir. Ne ileri ne de geri  gidebilir. Dikkat de buna dahildir. Çocuklarla en çok çalıştığım, ailelerden sorunların geldiği bir  nokta dikkat. Dikkati sağlayabilmek için dikkatin gittiği o noktayı bulmamız gerekiyor. Çocuk şu an nerede? Sinir sistemimizdeki gaz ve freni hayal edelim. Bunlara aynı anda basıp sinir sistemi nasıl  dondu? Ne buna sebep oldu? Tabii ki çocuklar başıma bunlar geldi diye kelimeleri kullanmıyorlar.  “Bak, gördün mü n’olmuş kıza?, “Bu bebek şimdi sen olsun bu canavar da benim.”, “Al işte  yaramazlık yaparsan böyle olur, al sana! al ayı! (tokat)”.”  

Tüm yetişkinkinler bir zamanlar çocuktu. Bazıları o zamanlarda görülmeyen, müdahale edilmeyen,  söyleyemeyen, oynanmayan, duyulmayan çocuklardı. Belki de üstesinden gelebilmek için  kendilerine farklı kaynakları ışık yapıp yollarını devam etti. Bazıları da devam etmeye çalışıyor.  Semptomlarıyla…  

Burada değinmek istediğim nokta dikkat eksikliği, hiperaktivite, travma ve diğer bozukluklar… Tüm bunlara dikkat vermek. Sağlıklı yetişkinler için sağlıklı bireyler olarak hayata devam edebileri için.  Tekrar hatırlatmak istiyorum değişen sadece çocuğunuz değil; sizler de olacaksınız. Çocuğunuz ile  onun çocuğu da. Bir nesle dokunmak ve yeşertmek dileğiyle…  

“Oyun çocuğun dili, oyuncaklar ise onların kelimeleridir.”  

-G. Landreth


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu