Kozmetiklerin göğüs kanserine yol açtığı istikametinde önemli kuşkular olduğuna dikkat çeken Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Eser, “Kozmetik hususların büyük çoğunluğunda kullanılan parabenlerin ciltten süratli bir formda emildiği, göğüs ve tümör dokusunda bulunduğu ve göğüs kanseri hücrelerinin çoğalma suratını artırdığı araştırmalarda gösterilmiştir. Almanya’daki bir araştırmada haftada birden fazla defa koltuk altı deodorant kullananlarda göğüs kanserinin 15 yaş daha erken başladığı tespit edilmiştir” dedi.
Şampuan, saç kremi, tonik, nemlendirici, bronzlaştırıcı kremler, tıraş losyonu, parfüm üzere günlük hayatta sık kullanılan birçok kozmetik eserin içeriğinde bulunan parabenler, göğüs kanserini tetikleyici tesirlere yol açabiliyor. Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Eser, göğüs kanserinin artış sebeplerini ve yapılan bilimsel araştırmalardan örneklerle kozmetik dünyasındaki ‘paraben tehlikesini’ anlattı.
Yaşam mühleti uzadı, kanser arttı
Son yıllarda süratle artan göğüs kanserinin görülme sıklığının ileriki yıllarda daha da artacağı ön görülmektedir. Bu artışın nedenleri, ortalama ömür müddetinin uzaması ve başta radyasyon olmak üzere çevresel faktörlerin değişmesidir. Eskiden bugün rahatlıkla tedavi ettiğimiz apandisit, doğum sonrası kanama üzere nedenlerden ötürü hayatını kaybeden şahıslar, sağlık imkanlarının artmasıyla kanser nedeniyle hayatını kaybetmeye başladı. Bu istatistiklerdeki artışın birinci sebebidir.
Paketlenmiş eserlere dikkat!
İkinci risk faktörü ileri yaştır. Yaş ilerledikçe kişinin kromozomlarında yaşlanmanın ve bilhassa radyasyon üzere dış etkenlerin tesiriyle bozulmalar olur. Bu bozulmalar sonucunda da yeni kanserler gelişebilir. Günümüzde teknolojinin ilerlemesiyle birlikte, radyasyon yayan birçok aygıt hayatımızın vazgeçilmez kesimleri olarak yerini aldı. Cep telefonları, bilgisayarlar, uçaklar, televizyonlar, arabalar artık bizim için vazgeçilmez radyasyon üreten araçlardır.
Günümüzün başka kanser sebepleri ortasında bilhassa beslenme formu ve alışkanlıklarının değişmesi gelmektedir. Doğal beslenmenin yerini paketlenmiş eserlerin almasının önemli bir tesiri vardır. Paketlenmiş besinlerde bozulmayı önleyecek kollayıcı unsurların muhakkak bir hududu aştığı vakit kanserojen tesirleri olduğu bilinmektedir. Günümüz kuralları insanları daha az hareket etmeye, daha çok oturarak çalışmaya itmektedir. Fizikî aktivite azlığı ve spor yapmamak da kanserin artışına katkıda bulunmaktadır.
