En sık görülen endokrin (salgı bezi) kökenli kanser tiroit kanseridir. Tüm kanserlerin yüzde 2,1’idir. TK’leri üç ana grupta değerlendirilmektedir.
İyi Diferansiye Tiroit Kanserleri (İDTK): Yüzde 95 oran ile en sık görülen İDTK’leri; papiller (PTK), folliküler (FTK) ve hurthle hücreli (HTK) olarak üç alt gruba ayrılır. 20 yıllık ölüm oranı yüzde 1-7 arasındadır. Yüzde 20’sinde tekrarlamalar (sıklıkla lenf düğümlerinde) ve uzak metastazlar gelişebilmektedir. Tipik başvuru, ağrısız tiroit nodülüdür. Endişe verici bulgular; ses kısıklığı, yutkunma güçlüğü, ıslık sesi, nadiren de boyun ağrısıdır. Ultrasonografi (US) kanser açısından yüksek risk özelliklerini tanımlar. Bu tür hastalarda ‘Tiroit İnce İğne Aspirasyon Biopsisi’ (TİİAB) önerilmektedir.
İDTK’lerin tedavisi, öncelikle ‘Total Tiroidektomi’ (TT) denilen tiroit dokusunun tümü ile çıkarılmasıdır. Bazı hallerde boyun lenf düğümü çıkarılması işlemi de gerekebilir. İDTK’leri radyoaktif iyoda (RAİ) duyarlı olduğu için TT ameliyatı sonrasında hem RAİ taraması hem de gerekiyorsa RAİ ablasyonu (tahrip etmek) kolaylaşmaktadır. Ayrıca TT, TK tekrarlaması için tanı değeri olan ‘Tiroglobulin’ (Tg) ile izleme imkanı tanır. RAİ (atom) tedavisi, TT sonrası dönemde Tg ile gözetim yapabilmek ve tekrarlama riskini azaltmak için uygulanır. Tiroit kanser hücrelerinin büyümesinde uyarıcı etkisi olan TSH’nin, risk durumuna göre belli düşük düzeylerde tutulması için ilacın kullanılması şarttır. İlk 5 yılda daha sık, devamında ise 6-12 aylık aralarla Tg ve boyun US ile izlenmelidir. Cerrahiden uzun yıllar sonra tekrarlayabileceğinden hastaların yaşam boyu gözlem altında tutulmaları gerekir.
Medüller Tiroit Kanseri (MTK): Tüm TK’lerinin yüzde 7’sini ve TK’lerine bağlı ölümlerin yüzde 14’ünü oluşturur. Tedavisi ve takibi İDTK’lerinden farklıdır, RAİ ve TSH baskılama tedavileri etkisizdir. Saldırgan davranışa sahip MTK’de, 10 yıllık sağ kalım yüzde 75’tir. MTK’lerin rastlantısal ve kaltımsal (yüzde 25) olmak üzere iki ayrı tipi vardır.
Rastlantısal MTK’lerin başvuru nedeni İDTK’lerine benzerdir, ancak daha saldırgan olduğu için sıklıkla ilerlemiş bir hastalıkla başvurur. Tanı esnasında bir kısmında boyun lenf düğümü ve uzak organ sıçraması mevcuttur. Kaltımsal MTK’lerde ise beraberinde eşlik eden belli bazı hastalıkların belirtileri de bulunur. Rastlantısal MTK tanısı TİİAB ile konulur. MTK riski olan hastalara ameliyat öncesinde; kalsitonin ve CEA ölçümü, ayrıca etkili bir Boyun US yapılmalıdır.
MTK’li hastalarda cerrahi tedavi, İDTK’lerine göre daha geniştir. MTK tanısı konulan 6 yaşından büyük hastaların tamamına TT’ye ek olarak boyun ön bölge lenf düğümlerinin iki taraflı çıkarılması işlemi uygulanmalıdır. Ameliyat öncesi lenf düğümü sıçraması saptanmış ise ya da birinci ameliyat sonrasında kalsitonin yüksekliği devam eden hastaya boyun yan taraf lenf düğümlerinin çıkarılması gerekir. Hastalığın ilerleme ve tekrarlama riski yüksek olduğundan yakından takip edilmelidirler. Kalsitonin ve CEA’da yükselme, tekrarlama açısından etkili bir boyun US gerektirir.
Anaplastik Tiroit Kanseri (ATK): TK’lerinin sadece yüzde 1-2’sini oluşturur. En ölümcül TK’dir. Diğer TK’lerinden farklı olarak ATK hızla belirir ve çabuk ilerler. Saldırgan oluşu, erken ve sık sıçrama yatkınlığı ATK’ni hemen her zaman öldürücü yapar ve çoğu 6 ay içerisinde kaybedilir. ATK, direk ATK olarak başlarsa da daha sıklıkla önceden bulunan bir PTK veya FTK’den köken alır.
Ses kısıklığı ve kalsiyum düşüklüğü gibi ameliyat komplikasyonları deneyimli bir ekip tarafından gerçekleştirildiğinde en aza inmektedir. Şen ve esen kalınız.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.