Kıl dönmesi, vücudun her hangi bir bölgesine ait olan kılların( sac kılları, sırt kılları…) döküldükten sonra bu kılların tutunabileceği vücudun girintili olan başka bir bölümünden deriyi delerek içeri girmeleri sonucunda olmaktadır. Kıl dönmesi vücudun girintili olan birçok yerinde görülebilmektedir. En çok göründüğü yer kuyruk sokumudur, %95 oranında kuyruk sokumu bölgesinde görülürken aynı zamanda çok sık olmasa da göbek bölgesinde görülür. Yüz, bacaklar ve koltuk altı bölgesinde görülen ise Pilonidal Sinüs değil kıl batması problemidir. Tüm kıl dönmelerin de belirtiler ve tedavi benzerlik göstermekle birlikte yerleşim yerine göre farklılıklarda içermektedir. Biz bu bölümde özellikle kuyruk sokumunda olan kıl dönmesini anlatmaya çalışacağız..
Kıl dönmesi nasıl oluşur: Kesinlikle doğuştan değil, sonradan olma bir hastalıktır. Vücudumuzun herhangi bir yerine ait olan kıl deriyi delerek içeriye girmesi sonucunda burada bir enfekte tünel oluşturur ve bu ilerleyerek o bölgede enfekte kıl kesesine dönüşür. Terlemenin fazla olması, hijyenin az olması, kilolu olma veya kaykılarak oturma gibi faktörler kılın deriye girişini kolaylaştırarak kıl dönmesi oluşumunu artırmaktadır. Genetik faktörlerde önemlidir anne veya babasında kıl dönmesi olan bireylerde daha fazla oranda görülmektedir. Çok fazla kıllı olan ve kıl yapısı sert olan bireylerde daha çok görülmektedir.
Deriden içeriye giren enfekte kıllar deri altında boyutu hastadan hastaya değişen bir kıl kisti oluştururlar. Bu kıl kistlerindeki enfeksiyon bazen ilerler, bir veya birkaç delikten dışarıya akar ve pis kokulu bir akıntı oluşturur. Bu akıntının neden olduğu tahriş sonucunda bu bölgede bir miktar pişik benzeri bir tablo oluşur ve hasta bu bölgede pis kokunun yanında ağrı, kaşıntı ve hassasiyet hissedebilir. Bazen de bu delikler tıkanır ve dışarı akamayan sıvı burada birikir. Bu biriken enfekte sıvı içerisindeki mikroorganizmalar çoğalır ve apse oluşturur. Apse oluşunca bu bölgede ağrılı, kızarık bir şişlik oluşur. Ayrıca apsenin şiddeti ile doğru orantılı olarak hastada ateş ve titreme gibi enfeksiyon bulguları da olabilir.
Kıl Dönmesi Belirtileri
Hastalık, birçok değişik tablo ile karşımıza çıkabilir. Kuyruk sokumundaki kıl dönmesi genellikle enfeksiyon oluncaya kadar kendisini pek belli etmez. Kıl dönmesinin belirtilerinin küçük bir çukurdan büyük ağrılı bir kitleye kadar değişebilmektedir.
Kuyruk sokumunda bir veya birkaç adet küçük delik varlığı: Bu delikler görüldüğü zaman kesin tanı konulur. Bazen bu deliklerden başka hastalığın belirtisi yoktur.
Kuyruk sokumunda akıntı: Bu deliklerden bazen kokulu bazen kokusuz farlı renk ve kıvamlarda akıntının olabilir
Kuyruk sokumu bölgesinde kızarıklık, ağrı ve kaşıntı olabilir.
Kuyruk sokumu bölgesinde şişkinlik ve ağrı olabilir
Kıl dönmesi tanısı nasıl konur: Yukarıda saymış olduğumuz belirtilerden biri veya birkaçının varlığında direk muayene ile hastalığın teşhisi konulur. Genellikle başka bir tetkik yapılmasına gerek kalmaz.
Kıl dönmesi tedavisi:
Kıl dönmesinin tedavisi eğer apse varsa sadece bu apsenin drenajının yapılması ve antibiyoterapi ile birlikte yara bakımının iyi yapılması tedavi şeklidir.
Kıl dönmesinin cerrahi tedavisi:
Kıl dönmesinde apse yokken farlı tedavi yöntemleri mevcuttur. En yaygın uygulanan tedavi yöntemi cerrahi olarak bu bölgenin çıkarılmasına dayanır. Çok farklı cerrahi yöntemler tariflenmiştir. Bu yöntemler 4 farklı gurupta toplayabiliriz
1-Primer Kapama: Kıl dönmesinin olduğu alan çıkarıldıktan sonra geride kalan boşluk direk olarak kapatılması şeklinde yapılan ameliyattır.
2-Açık bırakma(marsüpiyalizasyon): Kıl dönmesi dokusu çıkarıldıktan sonra geride bırakılan boşluğun açık bırakıldığı ameliyattır.
3- Fleple kapama: Kıl dönmesi dokusu çıkarıldıktan sonra uygun olan bir teknikle uygun taraftan bir doku kaydırılarak ölü boşluk bırakmadan alanın kapatılması ameliyatıdır. B
4-Cild grefti ile kapama: Kıl dönmesi dokusu çıkarıldıktan sonra geride kalan boşluğun cild grefti ile kapatılmasına dayanır.
Cerrahi Dışı yöntemler:
Bu yöntemlerin uygulanabilmesi için kıl dönmesinin daha başlangıç aşamasında olması lazım.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.