Günümüzde meme hastalıkları hızla artmakta ancak erken tanı ve uygun tedavi ile başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir. Bu nedenle memede yaşanan sorunların, konusunda deneyimli hekimlerce çözümlenmesi önem taşımaktadır.
Özellikle 40 yaş sonrası kadınların meme kontrollerini periyodik şekilde yaptırmaları gerekmektedir.
MEME HASTALIKLARI
Fibrokistik Meme
Kadınların yüzde 80’inden fazlasında görülen meme yapısıdır.
Değişik sayı ve boyuttaki kistler (yuvarlak ince bir zar içinde sıvı birikimi) ve bağ dokusu artışı ile kendini belli eden nodüler yapılardan oluşur.
Kistler, genellikle takip gerektirmeyen özelliksiz basit kistlerdir:
1. Özellikle regl öncesi memedeki ödemin ve kistler içindeki sıvının artmasına bağlı batma, zonklama, dolgunluk tarzında ağrılar olabilir. Bazen bu ağrılar tüm ay boyunca devam edebilir. Meme ağrısı her zaman bir meme cerrahı tarafından değerlendirilmeli ve memede ağrıya neden olan farklı bir yapı olmadığı uygun radyolojik tetkiklerle belirlenmelidir.
2. Memede çok sayıda kist varlığında, yeni oluşan kitleler fark edilmeyebilir ya da kist olduğu zannedilerek ihmal edilebilir. Bu nedenle kadının kendi meme yapısını tanıması ve yeni oluşumları fark edebilmesi için ayda bir kendi kendine meme muayenesi yapması ve senede bir kez de doktor muayenesi ve radyolojik görüntüleme ile takip edilmesi önerilmektedir.
• Bazen kist duvarında kalınlaşma, kist içinde farklı bir lezyon, ya da içindeki sıvının kıvamında artış tespit edilir. Komplike ve kompleks kistler olarak adlandırılan bu kistlerin varlığında daha yakın takip (3-6 ay gibi), biyopsi yapılması ya da lezyonun tamamının çıkartılarak histopatoljik değerlendirme yapılması önerilir.
• Fibrokistik meme yapısında kistlerin içyapısını en iyi ultrasonografi gösterir. Gerektiğinde manyetik rezonans görüntüleme (MRI) gibi ek tetkikler önerilebilir.
Benign (iyi huylu) Meme Lezyonları
•Fibroadenom:
– Memenin en sık görülen iyi huylu tümörüdür. Kansere dönüşüm beklenmez.
– Çoğu zaman radyolojik görüntüsü tanı koymak için yeterlidir. Radyolojik ya da klinik şüphe halinde iğne biyopsisi ya da cerrahi biyopsi ile tanı konur.
– Hastanın yakın akrabalarında kanser varsa, fibroadenom boyutları büyükse, takipte büyüme ya da şekil değişikliği saptanmışsa, memede estetik kusur oluşturan deformiteye neden oluyorsa ve hasta, takip etmek istemiyorsa cerrahi olarak çıkartılır.
– Bunun dışında, biyopsiye gerek görülmeyen vakalarda 6 ay ara ile en az 2 yıl ultrasonografi ile kitlenin takip edilmesi, takipte büyüme ya da şekil değişikliği saptanması halinde cerrahi olarak çıkartılması önerilir.
• Memenin Filloid Tümörü (sistosarkom filloides):
– Özel bir grup oluşturur. Hızlı büyür ve tüm meme dokusunun yerini alabilir. İyi huylu olanları geniş çıkartılmalıdır, yoksa tekrarlar. Kötü huylu olanlarda patoloji sonucuna göre risk analizi yapılır.
• Duktal Ektazi:
– Süt kanallarının genişlemesidir. Başta emzirmiş kadınlar olmak üzere sık görülür.
– Eşlik eden lezyon ve genişleyen kanalın duvarında başka lezyonlar olup olmadığı ultrasonografi ile değerlendirilir.
– Meme başından akıntı ve ağrı gibi yakınmalara neden olabilir.
– Eşlik eden lezyon varlığında ve yakınması olan hastalarda, genişlemiş kanal ya da meme başı arkasındaki tüm kanallar çıkartılarak tedavi edilir.
• Memenin İltihabi Hastalıkları (Mastit):
– Memede kızarıklık, şişlik, sıcaklık ile karakterizedir.
– Emziren kadınlarda süt birikimine bağlı gelişir. Çoğu zaman memenin pompa ve emzirme ile boşaltılmasını takiben tedaviye gerek kalmadan geriler.
– Emzirme ya da gebelik dönemi dışında gelişen mastitler mutlaka cerrah tarafından değerlendirilmeli ve radyolojik tetkiklerle nedeni ortaya konmalıdır.
Çoğu zaman iltihabi hastalıklara bağlıdır ancak bazı durumlarda meme kanserinin bir bulgusu olarak karşımıza çıkabilir.
• Jinekomasti:
– Erkekte meme büyümesidir.
– Vücutta östrojen/testosteron oranının bozulması ile ortaya çıkar.
– Çeşitli ilaçların yan etkisi olarak görüldüğünde ilacın kesilmesi ile kaybolur. Ancak bazen karaciğer hastalığı, tetis tümörü ve tiroid bozuklukları gibi durumlarda da görülebilir.
– Erkekte meme büyümesi varsa mutlaka bir cerrah tarafından değerlendirilmeli ve bunun kitle nedeniyle olmadığı (erkek meme kanseri) anlaşılmalıdır.
Gerektiğinde radyolojik tetkiklerle tanı doğrulanır. Sonrasında endokrin uzmanı tarafından nedene yönelik araştırma yapılır. Neden bulunursa tedavisine gidilir, neden yoksa operasyon önerilebilir.
• Lipom/hamartom/radial skar/intraduktal papillom:
– Lipomlar(yağ bezesi) iyi huyludur, şüphe uyandırmıyorsa biyopsi yapılması ya da çıkartılması gerekmez.
– Hamartomlar memenin ender görülen iyi huylu tümörleridir. Kitle oluştururlar. İçinde meme dokusu bulunduğu için bu lezyonlarda kötüye dönüşüm olabilir. Tedavi lezyon bütün olarak çıkartılmasıdır.
– Radial skar, memenin klinik ve radyolojik olarak meme kanseri ile karışabilen lezyonlarıdır. Meme kanseri ile birlikte görülebilir, Cerrahi olarak çıkartılması önerilir.
– İntraduktal papillom memedeki süt kanalları içinde oluşan ve çoğu zaman meme başından kanlı akıntı ile karakterize lezyonlardır. Genellikle iyi huyludur, ancak memede özellikle çevresel yerleşimli ve çok sayıda olanlarda eşlik eden kötü huylu lezyonlar olabilir. Klinik/radyolojik şüphe halinde ve meme başı kanamaları can sıkıcı bir hal aldığında cerrahi olarak çıkartılmalıdır.
Malign (kötü huylu) Meme Lezyonları
• Proliferatif meme lezyonları
– Patolojik incelemede özellikle “atipi” saptanması halinde kanserleşme potansiyeli artar. Eşlik eden kötü huylu lezyonlar olabilir. Cerrahi olarak çıkartılmalıdır.
• Lobuler karsinoma in situ
– Varlığında her iki memede ve herhangi bir odakta meme kanseri gelişme riski vardır. Meme taraması ve takibi iyi yapılmalıdır. Akrabalarında yoğun kanser hikayesi olan kişilerde kanser gelişimini önlemeye yönelik ilaç kullanımı ya da cerrahi (bilateral önleyici mastektomi) önerilebilir.
• Duktal karsinoma in situ
– Çıkartılmazsa kansere dönüşür. Eşlik eden kanser yoksa cerrahi olarak çıkartılması yeterlidir.
– Tedaviye radyoterapi eklenmesi tekrarlamayı önler.
• Meme kanseri
– Meme kanserinin en sık bulgusu memede kitledir. Bu nedenle her kadın ayda bir kez kendi kendine meme muayenesi yapmalı ve memesini tanımalıdır. Memesinde farklılaşma hissettiğinde mutlaka muayene için cerraha başvurmalıdır.
– Meme kanseri taramasına 40 yaşında başlanır. Bazı özel durumlarda daha erken yaşlarda başlanabilir. Taramada mamografi kullanılır. Mamografi ile elle muayenede ve ultrasonografide tespit edilemeyen meme kanserinin öncü lezyonları henüz kansere dönüşmeden ya da kanser çok erken evrede saptanabilir.
– Kanser tanısı biyopsi ile ya da çıkartılan lezyonun ameliyatta ya da ameliyat sonrası histopatolojik incelenmesi ile konabilir.
– Klinik ya da radyolojik şüphe varlığında iğne biyopsisi sonucu temiz de çıksa memedeki lezyon cerrahi olarak çıkartılmalı ve tamamı incelenmelidir.
– Uygun cerrahi yöntemle tedavi edilir. Ameliyat öncesi kitleyi küçültme amaçlı kemoterapi uygulanabilir, cerrahi sonrası ışın tedavisi ve/veya kemoterapi ve/veya hormon tedavisi uygulanması gerekebilir.
– Tedaviler bittikten sonra hastalık nüksünü değerlendirmek için belli aralarla takibe devam edilir.
Memede kanser taraması
– Memede kanser taraması mamografi ile yapılır.
– Yüksek riskli kadınlarda 40 yaşından önce taramaya başlanabilir. Tarama yöntemi olarak genç ve yoğun meme yapısı olan kişilerde manyetik rezonans görüntüleme (MRI) kullanılabilir.
– Risk faktörü olmayan kadınlarda taramaya 40 yaşında başlanır, senede bir uygulanır. Klinik ya da radyolojik gereklilik halinde mamografiye diğer radyolojik tetkikler eklenebilir.
– Öncesinde mukayese amaçlı baz mamografi çekilebilir.
– Senede bir kez mamografi çekilmesi ile alınan radyasyon oranı düşüktür.
– 20 yaşından itibaren her kadın ayda bir kez kendi kendine meme muayenesi yapmalıdır ve 30 yaş üzerinde doktor muayenesine başlanmalıdır.
– Meme kanseri riski yaşla arttığı için kişi tarama merkezine gelebildiği sürece taramaya devam edilmesi önerilmektedir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.