Kilo verme ameliyatları genel olarak obezite ameliyatı olarak isimlendirilir. Yapılan çalışmalar diyet ve antrenmanın kilo vermede ve verilen kiloların korunmasında yetersiz olduğunu ortaya koymaktadır. Her yüz şahıstan sırf üçü diyet ve antrenmanla kalıcı kilo randımanını sağlayabilmektedir.
Obezitenin bir çok önemli hastalığa yer hazırladığının keşfedilmesi ve giderek daha yaygın izlenmesi tıp dünyasını yeni arayışlara itmiştir.
Gelişen teknolojinin de yardımıyla mide ve barsak sisteminde yapılan değişiklerin kilo azalmasında aktif olduğunun fark edilmesi obezite cerrahisi seçeneklerinin yaygınlaşmasını sağlamıştır.
Ülkemizde birçok hastanede obezite ameliyatı uygulanmaya başlamıştır.
Obezite ameliyatı spor yada diyet üzere formülleri denemiş ama başarısız olmuş, beden yağ oranı kabul edilebilir hududun üzerinde olan şahıslara uygulanan cerrahi metotların genel ismidir.
Obezite Ameliyatı Seçenekleri
Kilo verme ameliyatları sadece kısıtlayıcı (restriktif) yollar ve emilim bozucu metotlar olmak üzere iki ana kategoriye ayrılabilir. Emilim bozucu tekniklerde kesinlikle kısıtlayıcı bir basamak mevcuttur.
Kısıtlayıcı formüllerin en sık uygulanan hali mide küçültme ameliyatıdır. Burada besin alımının kısıtlanması kelam mevzusudur.
Tıp lisanında Laparoskopik sleeve gastrektomi olarak isimlendirilen mide küçültme ameliyatı karşıt j halindeki midenin uzunluklu boyunca küçültülmesi temeline dayanır.
Midenin bu biçimde küçültülmesi küçük porsiyonlarla erken doyma sağlar. Böylece bireyler gün uzunluğu çok daha düşük kalori tüketir ve bunun yanında açlık hissetmezler. İşte kısıtlayıcı obezite ameliyatlarının diyet prosedürlerine üstünlüğü bu noktadadır.
Mideyi kalın bir balon üzere düşünürsek yemekten sonra besinle dolan mide duvarında tansiyon meydana gelir. Bu tansiyon beyne doyma sinyalleri gönderir ve doyduğumuzu anlarız.
Mide küçültme ameliyatı geçiren bir şahısta çok az besin alınmasına karşın mide duvarı gerilir ve beyefendisine doyma sinyali gönderilir. Yani beyin kandırılır.
Diyet sistemlerinde beden açlık hissine karşı hormonal savunma gösterirken mide küçültme ameliyatlarında bu savunma devreye girmez ve hastalar süratle kilo verir.
Besin alımı kısıtlayarak tesir eden öteki operasyonlar da benzeri tesirler yaratır. Bunlar ortasında mide katlama ameliyatı, mide kelepçesi ve mide balonu sayılabilir.
Diğer obezite cerrahisi seçenekleri emilim bozucu yollar başlığı altında toplanabilir. Bu teknikler ortasında klasik gastrik baypas, duodenal switch, SADİ-S, küçük gastrik baypas, omega baypas üzere birçok sistem ve modifikasyonları sayılabilir.
Emilim bozucu tekniklerde öncelikle mide hacmini kısıtlayıcı bir evre yer alır. Bunun nedeni besin alımının kısıtlanması vasıtasıyla hem daha faal kilo kaybı sağlanması hem de yağ emiliminin bozulması sonucu ağır ishal ataklarının oluşumunun engellenmesidir.
Yaklaşık 10 yıl evvel emilim bozucu ameliyatlar bilhassa de Gastrik Baypas tüm dünyada en çok uygulanan formül iken, bugün kısıtlayıcı metotlardan mide küçültme ameliyatı en sık uygulanan obezite ameliyatı olmuştur.
Burada mide küçültme ile hem aktif kilo sağlanması hemde bu metotta komplikasyonlara daha az rastlanması değerli rol oynamıştır. Birebir vakitte mide küçültme ameliyatı ile başarısız olunması halinde tekrar emilim bozucu bir operasyon yapılabilir. Ancak birinci seçenek olarak Gastrik Baypas yapılması halinde bu türlü bir seçenek ortadan kalkmış olur.
Obezite artık obezite ameliyatı ile tedavisi mümkün olan bir hastalıktır ve obezite ameliyatı artan tecrübeyle günümüzde çok daha düşük riskle uygulanabilmektedir.
Sağlıkla kalın.
